GENAR Türkiye Raporu’nun bu ayki “Dış Politika” bölümü, Türkiye’nin küresel bir aktör olarak görülme sürecini ve özellikle Suriye Devrimi sonrası bu imajın güçlenmesini ele almaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin iç ve dış politika alanlarında yıllar içinde geçirdiği değişimlerin yanı sıra 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde dış politika ve diplomatik ilişkilerinde kat ettiği mesafeler değerlendirilmektedir.
Rapor, öncelikle Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile olan ilişkilerini inceleyerek yaptırımlarla dış politikası şekillendirilen bir ülkeden bağımsız karar alıcı ve uygulayıcı bir aktöre dönüşümünü ele almaktadır. Ayrıca Türkiye’nin AK Parti yönetiminde üstlendiği diplomatik roller, özellikle Ukrayna-Rusya ve Somali-Etiyopya ilişkilerindeki arabuluculuk çabaları, insanî yardım faaliyetleri ve Suriye İç Savaşı’nda oynadığı pro-aktif rol de detaylı bir şekilde incelenmektedir.
Araştırma kapsamında Türkiye genelinde seçmen çağındaki 2.200 katılımcıya yöneltilen sorularla kamuoyunun Türkiye’yi küresel bir aktör olarak görüp görmediği sorgulanmıştır. Katılımcılardan rejim değişimi sonrasında Suriye’de hangi ülkelerin söz sahibi olacağı, PKK/YPG terör örgütünün faaliyetlerini sürdürüp sürdüremeyeceği ve Türkiye’nin sınır ötesi terörle mücadelesine devam etmesi gerekip gerekmediği konularında değerlendirme yapmaları istenmiştir.
Çalışmanın en önemli bulguları şu şekilde özetlenebilir: Türkiye’nin küresel bir aktör olup olmadığı konusunda kamuoyu bölünmüş bir görüş sergilemektedir. Ancak Suriye’de Türkiye’nin gelecek dönemde etkili bir rol oynayacağına dair geniş bir fikir birliği gözlenmiştir. Ayrıca sınır ötesi terörle mücadelede devamlılık beklentisinin, katılımcıların siyasî tercihlerinden bağımsız olarak yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Abone Üye Membership Required
İçeriğin detaylarına yalnızca üyeler erişebilmektedir.