Bilgi-İrade İlişkilerinin Değişim Süreçleri ve Yükseköğretime Etkileri
Felsefî tanımı “düşünen canlı” olan insanın birbirinden ayrık olmaksızın canı fizikî varlık, düşünme yönüyle de metafizik bir varlıktır. Bununla birlikte yerkürede bilinçli değişimin öznesi insandır. İnsanın fiziksel değişimlerinin ortalaması hemen hemen aynıdır. Bin yıllardır yazılı kayıtlardan biliriz ki insanın iki gözü, iki eli, bir ağzı bulunmaktadır. Bu nedenle medeniyetler kurup yıkan, sürekli değişen ve gelişen insanın değişimi fiziksel bedeni üzerinden değildir. O zaman insanın değişimi metafizik özellikli fiziksel olmayan düşüncesi üzerindendir. “Düşünmek” ön şart olarak “bilmeyi” gerektirir. Bilen ve bildiğini bilen insan, varlıkla temasından anlamlar elde eder ve yaradılış özelliğiyle anlamları bilgiye çevirir, sonra da iradesiyle eylemde bulunur ve nihayetinde düzenler kurar. İşte insanın bu üçlü mekanizması değiştikçe kültürler ve ona bağlı olarak da medeniyetler değişmiştir. Bu değişimi meydana getiren ilişkinin izi sürüldüğünde bilginin sebep, düzenin sonuç olduğu iradeyle bağlı bir değişim yapısını keşfetmiş oluyoruz. Bu değişim, insanın fiziksel olmayan metafizik yönünden, düşüncenin üzerinden meydana gelmektedir. Anlaşılacağı üzere yeni bir insan tanımlamak zorunlu olarak yeni bir bilgi tanımlamayı gerekli kılmaktadır. Bilginin üretim ve aktarımı sözlü edebiyat dışarda tutulursa tarih boyunca eğitim kurumları üzerinden gerçekleşmiştir. Özellikle yüksek bilgi dediğimiz, toplumlar için değişim ve dönüşümün temelini oluşturan bilgilerin elde edilmesinde yükseköğretim kurumlarının görevi hayati olmuştur. Bu zorunlu ilkelerden hareket edip kendi toplumumuza dönersek Türk toplumu olarak değişim ve dönüşüm isteğimiz varsa öncelikle yeni bilgi üretmek zorundayız. Teknolojinin seküler bilgisinin yanına kişilik inşa edici ahlâkî ödevler tanımlayan, değer üreten bilgiler konulmalı ve bu iki bilginin senteziyle yeni bilgi üretimi yapılmalıdır. Bu yeni bilgiler, müfredatlar yardımıyla yükseköğretim kurumlarımızda gençlerimizle buluşturulmalıdır. Bu durumda Batının sekülerleşmiş dünyasına alternatif yeni bir medeniyet sunma fırsatına erişir ve kendi medeniyetimizi de ihya etmiş oluruz.
Hükûmetin Dış Politika Adımları İç Politikayı Nasıl Dönüştürüyor?
GENAR Türkiye Raporu’nun Ocak 2025 sayısının “Siyaset” Bölümünde Türkiye’nin siyasî nabzını ölçmeye devam ediyoruz. Alan araştırmamızdan elde ettiğimiz veriler, siyasî partilerin oy oranları açısından önemli bir trende işaret ediyor. İktidar partisi AK Parti’de toparlanma, muhalefet partisi CHP’de ise durağanlık gözlemleniyor. Ayrıca siyasî partilerin oy tabanlarını katılımcıların demografik özellikleri üzerinden incelediğimizde ortaya dikkat çekici sonuçlar çıkıyor. Hem AK Parti’yi hem de CHP’yi desteklediğini söyleyen katılıcımlar arasında kadınların erkeklerden daha yüksek bir orana, DEM Parti’yi desteklediğini söyleyen katılımcılar arasında ise erkeklerin kadınlardan neredeyse üç kat daha yüksek bir orana sahip olduğu görülüyor. Yaş grupları açısından MHP ve İYİ Parti, en çok 18-24 yaş aralığındaki en genç yaş grubundan destek bulurken AK Parti ve CHP, en yüksek destek oranını 65 yaş üstü yaş grubunda buluyor. Asgari ücret ve emeklilerin maaşları ile ilgili son düzenlemeler ana muhalefet partisi CHP’nin elini güçlendirmişti. Suriye’de Baas Rejimi’nin yıkılması ile Türkiye’nin Suriye’de ana oyuncu hâline gelmesi iktidardaki AK Parti’ye verilen desteği artırmış görünüyor. Abdullah Öcalan’ın terörün bitirilmesiyle ilgili süreçteki açıklamaları kamuoyunda büyük çoğunlukla olumsuz karşılanıyor. Bu durum, Türkiye’nin hem ülke içinde hem de ülke dışında yürüttüğü terörün bitirilmesi sürecini kamuoyunun hassasiyetlerini ve endişelerini dikkate alarak titizlikle yürütmesi gerektiğini gösteriyor. Terör sorunun bitirilmesi gibi önemli hususların başarıyla yönetilmesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ulusal ve uluslararası düzlemlerdeki liderliği kendi başına siyasî bir dinamik olma özelliğini koruyor. Liderlere güven konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en güvenilir lider olma statüsünü ısrarla korumaya devam etmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasî liderliğinin tüm önemli siyasî meselelerle ilişikli olan kendi başına bir siyasî dinamik olduğunu gösteriyor.
Platformumuzdaki kullanıcı deneyimini iyileştirmek için çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Çerez Politikası dokümanımızdan erişebilirsiniz.