GENAR Türkiye Raporu’nun “Siyaset” bölümü, Türkiye’nin başkanlık sistemine geçiş sonrası siyasal yapısındaki dönüşümü incelemektedir. Başkanlık sisteminin benimsenmesiyle birlikte parlamenter sistemin geleneksel yapısındaki kurumsal değişiklikler belirginleşmiş, yürütme gücünün Cumhurbaşkanlığı makamında toplanmasıyla parti genel merkezleri ve parlamentonun etkisi azalmıştır. Bu süreç, Türkiye’de siyasal rekabetin giderek iki kutuplu bir yapıya dönüşmesine yol açmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasındaki rekabet, ülke gündemindeki önemli meselelerin belirleyicisi hâline gelirken küçük partilerin siyasetteki etkinliği sınırlı kalmıştır.
Makale, özellikle Türkiye’deki terörle mücadele sürecini, Kürt meselesi ve toplumsal çözüm önerilerini ele alarak toplumsal düzeyde iki partili bir sistemin nasıl şekillendiğini tartışmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve AK Parti’nin, terör örgütü PKK ile müzakere sürecini değerlendirmeleri ve CHP’nin bu süreçteki belirsiz tutumu, siyasî gündemdeki önemli kırılmaları ortaya koymaktadır. Ayrıca DEM Parti’nin PKK vesayetinden arınarak Türkiye’nin demokratik sistemine entegre olma yolunda attığı adımlar, siyasal çoğulculuğun güçlenmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Makale, Türkiye’deki iki partili sistemin güç kazanmasını, toplumsal normlarla ilişkilendirerek analiz etmektedir. İçinde bulunulan dönemde Türkiye’nin siyasal yapısı, toplumsal çözüm ve diyalog temelli yaklaşımlar üzerinden şekillenmeye başlamıştır. Ayrıca Türkiye’nin uluslararası konumunun, son yıllarda güvenlik odaklı ulus–devlet anlayışıyla güçlendiği vurgulanmaktadır. Bu dönüşüm hem iç politikada hem de dış ilişkilerde yeni fırsatlar yaratmaktadır.
Abone Üye Membership Required
İçeriğin detaylarına yalnızca üyeler erişebilmektedir.