Şehirlerimizde yaşanan dönüşümün takibi Türk sosyal ve siyasal hayatının dönüşümünü anlamamız için elzemdir. Tarımdan sanayi ve hizmet sektörüne hızlı bir şekilde geçiş yapan şehirlerimizde insan-şehir ilişkilerini gözlemek, bu ilişkinin dönüşümünü anlamlandırmak için bazı sorular sorduk. Kentsel dönüşüm, trafik, deprem veya sel gibi doğal afetler, çevre kirliliği, konut fiyatlarının yükselmesi veya kira artış oranları şehirlerimizi etkileyen temel sorunlardır. Hizmet sektöründe işgücü yaratmak ile mültecilerle şehrin kısıtlı imkanlarını paylaşmanın ortaya çıkarttığı potansiyel sorunlar ve imkânlar da ülkemiz şehir sakinlerinin gündemi hâline gelmiştir.
Bu araştırmada Türkiye’de şehir sorunları, kentsel dönüşüm ve kira artış oranlarına odaklandık. Ulaştığımız temel bulgulardan biri, 2023 Şubat’ında 11 ilinde büyük bir deprem yaşamış bir ülkede şehirlerimizdeki gündelik hayat sorunlarının hâlen deprem tehlikesinden fazla hissedildiğidir. Zira şehirlerimiz, gündelik yaşam ihtiyaçlarını karşılama konusunda yeterli alt yapıya sahip değildir. Bir diğer bulgu, fay hatlarının sürekli canlı olduğu bir coğrafyada, 2000 yılından önce inşa edilmiş binaların çoğunun depreme karşı dayanıksız olduğu bir ülkede kentsel dönüşümün büyük ölçüde rant olarak görüldüğüdür. Son olarak kira artışları konusunun toplumun tüm kesimlerince benzer şekilde değerlendirildiğini; meselenin enflasyona, kredi faizlerine ve deprem sonrası güvenli konut arayışına bağlandığı tespit edilmiştir. Konut sorununun çözümsüzlüğünün kamuoyunda yabancı düşmanlığının yükselmesine yol açtığını gözlemlerken Türkiye’de yükselen yeni tür aşırı milliyetçiliğin reflekslerinin konut sorunu üzerinden izlenebildiğini düşünüyoruz.