“Türkiye’nin gündemi nedir?” sorusunu ve bu soruya yönelik yapılan araştırmanın sonuçlarını yorumlamak, bizi birden fazla faktörü ve bu faktörler arasındaki korelasyonu yorumlamak göreviyle baş başa bırakır. Zira ana gündem maddesinin, herhangi bir araştırmaya ihtiyaç bırakmayacak şekilde ekonomi ve hayat pahalılığı olarak tespit edileceği hakikati bizi aşağıdaki soruları sormaya itmiştir: (i) Hayat pahalılığının ardından en önemli gündem olarak tespit edilecek olan faktörün bu ilk faktörle arasında herhangi bir algısal ilişki var mıdır? (ii) İkincil faktörler arasında uyumlu bir ilişki var mıdır? (iii) Söz konusu kanaat kamuoyunun hangi kesimlerince dile getirilmektedir ve bu kanaatin siyasal, sosyal, bölgesel, yaş-cinsiyet-kimlik temelli farklılıklarla ilişkisi nedir? Bu soruların elimizdeki verilerden yola çıkılarak cevaplanması bizlere toplumdaki genel temayülleri ve bu temayüllerin algısal süreçlerini yorumlayabilme imkânı sunmuştur. Bu açıdan sığınmacı sorununun ekonomik sorunla baş başa Türkiye gündemini oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Sığınmacılara yönelik olumsuz yaklaşımın Türkiye toplumunun tüm kesimlerine yaygın olduğu görülmüştür. Bu sebeple bu algıyı küçümsemek ve marjinalize etmek gerçekçi olmayacaktır. Mevcut durum sığınmacılar konusunda yeni bir retoriğin devreye sokulmasının zaruri olduğunu ortaya koymaktadır. Siyaset ve devlet kurumları tarafından kullanılan dil, araştırmamızın da sarih biçimde ortaya koyduğu üzere bir süredir kabul görmemekte, sosyal iletişime ve siyasal etkileşime vesile olamamaktadır. Toplum, bir şekilde sığınmacılar konusunda bir kanaati muhkem hale getirmiş ve bunu çeşitli katmanlarına yaymıştır. Bu kanaatin hangi saikle üretildiği ve hangi saiklerle yaygınlaştırıldığının bir önemi yoktur. Önemli olan, tunçlaşmış olan yaklaşımın büyük oranda esnekliğe kapalı tabiatıdır ve siyasal tutum buna göre yeniden şekillenmelidir.
Abone Üye Membership Required
İçeriğin detaylarına yalnızca üyeler erişebilmektedir.