İfrat ile Tefrit Arasında Türkiye’nin Demokratikleşme Süreci ve Kamu Otoritesi Algısı

Araştırmamız, Türkiye toplumunun kamu otoritesine ve kamusal alanda güvenliğe dair algısını incelemek amacıyla yapılan bir saha araştırmasının değerlendirmelerini içermektedir. Bu bağlamda topluma dair sağlıklı çıkarımlarda bulunmak adına vatandaşların yargı ve adalet konularına yaklaşımları da ikincil bir faktör olarak ele alınmıştır. Türkiye toplumu, 12 Eylül sonrasında uygulamaya konulan politikalar ile 2003 sonrası dönemde Kopenhag kriterlerine uyum amacıyla geliştirilen politikalar arasında çalkantılı bir süreç yaşamıştır. Demokratikleşme süreci boyunca Türkiye, her dönemde o dönemin ruhuna uygun olarak farklı toplumsal taleplerin yükseldiği ve bu taleplerin kısa vadede dahi birbiriyle çelişebildiği çeşitli dönüşüm süreçlerinden geçmiştir.

Günümüzde ise Türkiye toplumunu, yakın zamana kadar sahip olduğu özgürleşme taleplerinden büyük oranda uzaklaştığı ve kamusal alanda daha fazla güvenlik odaklı taleplerle ön plana çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Araştırmamızın bulguları, güvenlik kaygılarının toplumun hemen her kesiminde büyük ölçüde arttığını ve bu kaygının demografik gruplara göre eşit şekilde yayıldığını ortaya koymaktadır. Eylül 2024’e ait veriler, Türkiye toplumunun bireysel konfor ve güvenlik endişeleriyle demokratikleşme süreci kapsamında atılmış özgürleştirici adımlardan geri adım atmaya başladığını göstermektedir. Toplum, kolluk kuvvetlerine daha fazla yetki verilmesini, yasaların daha caydırıcı hâle getirilmesini ve adalet mekanizmasının herkese eşitlikçi ve sert cezalarla işlemesini talep etmektedir.

Araştırmamızın dikkat çekici bulgularından bir diğeri ise Türkiye toplumunun siyasal yelpazenin her tarafına yayılan, köklü bir adaletsizlik duygusuna sahip olduğunun ortaya konulmasıdır. Toplum bir yandan kamusal alanda tehdit altında olduğuna dair bir his taşırken diğer yandan adalet karşısında herkesin eşit olmadığını düşünmektedir. Özellikle imtiyazlı bireylerin yargı karşısında kayırıldığı algısı toplumun adalet duygusunu zedelemektedir. Yasalar, yasama organı tarafından kısa sürede değiştirilebilir ve bu alandaki toplumsal talepler karşılanabilir. Ancak toplumun farklı kesimlerinde yerleşmiş olan bu haksızlık ve adaletsizlik duygusunun giderilmesi için yalnızca yasal düzenlemelerin değil aynı zamanda başka parametrelerin de dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu parametrelerin başında ise demokratikleşme sürecinde oluşan güç ve otorite boşluklarının kamu otoritesi tarafından doldurulması gelmektedir.

Abone Üye Membership Required

İçeriğin detaylarına yalnızca üyeler erişebilmektedir.

Üyelik Girişi

Abonelik işlemleriniz için genar@genar.com.tr eposta adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.  

Görüşlerinizi Önemsiyoruz

Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için fikir ve önerilerinizi paylaşabilirsiniz.

Paylaş

error: İçeriklerin izinsiz olarak kopyalanması engellendi.