Dış politika, yalnızca siyasî elitler tarafından uluslararası alanda oynanan diplomatik bir oyun olarak kalmaz, aynı zamanda iç politikayla da yakından bağlantılıdır. Robert D. Putnam’ın “İki Düzeyli Oyun” modeli, hükûmetlerin dış politika oluştururken hem ulusal hem de uluslararası düzeyde müzakereler yürüttüğünü öne sürer. Uluslararası alanda hükûmetler birbirleriyle anlaşmaya çalışırken iç politikada siyasî partileri, çıkar gruplarını ve kamuoyunu benimsemek istedikleri dış politika hakkında ikna etmek zorundadır. K. J. Holsti’nin “ulusal rol” kavramı, bir ülkenin karar vericilerinin uluslararası sahnede kendi devletlerinin oynayacağı role ilişkin inançlarını tanımlar. Bu inançlar, tarihsel deneyimler, kültürel kimlikler, iç siyaset ve uluslararası çevre tarafından şekillenir. Türk kamuoyu, Türk dış politikasındaki geleneksel Batıcı yönelimin aksine Türkiye’nin dış politikada stratejik otonomisini arttırmasını desteklemektedir. Türk kamuoyunda buna dair farklı görüşler ve arayışlar bulunmaktadır. Katılımcılar arasında görülen en yaygın görüş, Türkiye’nin kendi bölgesinde bağımsız bir güç merkezi olması gerektiği yönündedir. Diğer taraftan katılımcıların yaklaşık %66,3’ünün Türkiye’nin bağımsız bir güç merkezi olma veya Türk dünyası ile ittifak kurma arayışının ülkede yükselen milliyetçilikle bağlantılı olduğu düşünebilir. Yüz yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca hükûmetler, genel olarak Batılılaşmayı Türk dış politikasının temel ilkelerinden biri olarak uygulamıştır. Fakat NATO vb. Batılı uluslararası kuruluşlara üyeliği ile Batı ittifakının resmî bir parçası olan Türkiye gibi bir ülkede Batı ile ittifak kurulmasını isteyenlerin oranının %17 gibi görece düşük bir oranda kalması Türkiye’nin Batılı müttefikleri için düşündürücü olmalıdır.
Abone Üye Membership Required
İçeriğin detaylarına yalnızca üyeler erişebilmektedir.